Hastalık Olgusunun Tek Başına İşçiye Haklı Fesih Olanağı Vermeyeceği Yargıtay 22 Hukuk Dairesi Kararı
T.C. YARGITAY 22. Hukuk Dairesi Esas No. 2016/29903 Karar No. 2020/2152 Tarihi: 11/02/2020 » Hastalık Olgusunun Tek Başına İşçiye Haklı Fesih Olanağı Vermeyeceği » İşin Yapılmasının veya İşin Niteliğinden Doğan Bir Sebeple İşinin Yaşayışı veya Sağlığının Tehlikede Olup Olmadığının Saptanmasının Gerektiği

Hastalık Olgusunun Tek Başına İşçiye Haklı Fesih Olanağı Vermeyeceği – Yargıtay 22. Hukuk Dairesi Kararı E: 2016/29903

T.C.

YARGITAY

  1. Hukuk Dairesi

Esas No. 2016/29903

Karar No. 2020/2152

Tarihi: 11/02/2020

» Hastalık Olgusunun Tek Başına İşçiye Haklı Fesih Olanağı Vermeyeceği

» İşin Yapılmasının veya İşin Niteliğinden Doğan Bir Sebeple İşinin Yaşayışı veya Sağlığının Tehlikede Olup Olmadığının Saptanmasının Gerektiği

ÖZET: Hastalık olgusu işçiye tek başına haklı fesih imkanı tanımaz. Mahkemece, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/I-a maddesinde tanımlanan koşulların oluşup oluşmadığının tespiti bakımından uzman bir bilirkişiden rapor alınarak yasal düzenlemede tanımlanan “iş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması, işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli” olup olmadığı belirlenmeden, davacının hastalığının haklı fesih imkanı yaratıp yaratmayacağı değerlendirilmeden eksik inceleme ile hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Mahkemece yapılması gereken iş; İşçi sağlığı ve İş Güvenliği Uzmanı ve Uzman Tıp Doktorundan rapor alınarak davacının dosyada mevcut rapor ile belgelenen “epilepsi günlük aktivitelerini engelleyen seyrek nöbet, %20 malul” tanı ve teşhisi nedeniyle işyerinde nöbet geçirdiği de beyan edildiğinden mevcut sağlık durumunun iş yerinin yoğunluğu gözetilerek ve işverenin işçiyi gözetme borcu da dikkate alınarak, işyerinin özellikleri, çalışma koşulları, yapılan işin özellikleri bir bütün halinde değerlendirilip bu koşulların işçi yönünden oluşup oluşmadığı, işçinin yaptığı işin sağlığını doğrudan etkileyip etkilemediği ve davacının sağlık sorunlarının işyerinde çalışmaya engel olup olmadığı, işçinin sağlığı ve yaşayışı için risk oluşturup oluşturmadığı ,işçi yönünden davalıya ait işyerinde çalışmasında bir sakınca bulunup bulunmadığı belirlenmeli, yazılı başvuruya gerek olmadığından davacıya sağlık durumuna uygun verilebilecek başka işler olup olmadığı davalı işyerinde keşif yapılmak suretiyle tespit edilerek ve tüm deliller bir arada yeniden değerlendirilerek oluşacak sonuca ve dosya kapsamına göre kıdem tazminatı yönünden bir karar verilmelidir.

DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, müvekkilinin hastane konusunda faaliyet gösteren davalı işyerinde 01.01.2007 tarihinden itibaren tıbbi sekreter sıfatı ile çalışmaya başladığını, davacının, çalışma şartlarının ağırlaşması, psikolojik baskı anlamında mobbing uygulanması, işyerinde eşit işlem yükümlülüğüne aykırı davranılması (müvekkilinin raporlu olmasına rağmen aynı iş yükünde çalıştırılması) hususunda davacının bu durumun düzeltilmesini istemiş ise de herhangi bir değişikliğe gidilmemiş olduğu, bu sebeplerle 01.07.2015 tarihinde haklı nedenle iş akdini feshettiğini, davacının haftada 5 gün sabah 08.00-17.00 saatleri arasında ve ayda bir gün nöbet sistemi ile çalıştırıldığını, yemeğin işverence karşılandığını belirterek kıdem tazminatı alacağının hüküm altına alınmasını istemiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili husumet itirazı ve zamanaşımı def’inde bulunarak alacaklarından çalıştığı firmanın sorumlu tutulması gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş akdini haklı nedenle feshettiğini iddia eden davacının haklı fesih durumunu ispat etmesi gerektiğini, davacının haklı fesih nedenine ilişkin dinlettiği tanıkların davacının epilepsi hastası olduğunu, çalıştığı hastanenin branş hastanesi olması nedeni ile Türkiye’nin her tarafından hasta başvurusunun bulunduğunu ve çok yoğun çalışıldığını, davacının rahatsızlığına uygun başka yerde çalıştırılma talebinde bulunup bulunmadığını bilmediklerini ancak iş yoğunluğu nedeni ile hastanenin başka bölümünde de çalışamayacağını bildirdikleri, davacının rahatsızlığına ilişkin rapor dayanak tutularak işverene yapılmış iş değişikliği bildiriminin de bulunmadığı bu nedenle davacının feshin haklı olduğunu ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Temyiz:

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe:

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı işçinin iş sözleşmesini feshetmekte haklı olup olmadığı ve kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.

Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı, karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren, bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı nedenle iş sözleşmesini derhal feshi 4857 sayılı İş Kanununun 24’üncü maddesinde düzenlenmiştir.

4857 sayılı Kanunun 24. maddesine göre süresi belirli olsun veya olmasın işçi, sağlık sebebi ile iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir. Sağlık sebebi ile fesih açısından işçi için iki haklı fesih sebebi düzenlenmiştir. Bunlardan birincisi “İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olması ikincisi ise “İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulması.”dır.

24.maddeden kendisinden kaynaklı sebeplerle sözleşmeyi feshettiğini ispat yükü işçi üzerindedir. İşçi sözleşmenin feshini gerektiren nedenlerin bulunduğunu ve bu nedenle sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini ispatlamalıdır.

İş Kanununun 24/1 maddesinde öngörülen unsurlar işyerinin özellikleri, davacının çalışma koşulları, yaptığı işi, yaşı ve hizmet süresi bir bütün halinde dikkate alınıp davacının çalışmasına engel olabilecek bir rahatsızlığının bulunup bulunmadığının tespiti için tam teşekküllü bir devlet hastanesi, Adli Tıp veya Üniversite Hastanelerinden heyet raporu alınmalıdır.

Somut olayda, iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından feshinin haklı olup olmadığı tartışmalı olup, davacı … nedeni ile işten ayrılmış ise de mahkemece bu konuda rapor aldırılmamıştır. Hastalık olgusu işçiye tek başına haklı fesih imkanı tanımaz. Mahkemece, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/I-a maddesinde tanımlanan koşulların oluşup oluşmadığının tespiti bakımından uzman bir bilirkişiden rapor alınarak yasal düzenlemede tanımlanan “iş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması, işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli” olup olmadığı belirlenmeden, davacının hastalığının haklı fesih imkanı yaratıp yaratmayacağı değerlendirilmeden eksik inceleme ile hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Mahkemece yapılması gereken iş; İşçi sağlığı ve İş Güvenliği Uzmanı ve Uzman Tıp Doktorundan rapor alınarak davacının dosyada mevcut rapor ile belgelenen “epilepsi günlük aktivitelerini engelleyen seyrek nöbet, %20 malul” tanı ve teşhisi nedeniyle işyerinde nöbet geçirdiği de beyan edildiğinden mevcut sağlık durumunun iş yerinin yoğunluğu gözetilerek ve işverenin işçiyi gözetme borcu da dikkate alınarak, işyerinin özellikleri, çalışma koşulları, yapılan işin özellikleri bir bütün halinde değerlendirilip bu koşulların işçi yönünden oluşup oluşmadığı, işçinin yaptığı işin sağlığını doğrudan etkileyip etkilemediği ve davacının sağlık sorunlarının işyerinde çalışmaya engel olup olmadığı, işçinin sağlığı ve yaşayışı için risk oluşturup oluşturmadığı ,işçi yönünden davalıya ait işyerinde çalışmasında bir sakınca bulunup bulunmadığı belirlenmeli, yazılı başvuruya gerek olmadığından davacıya sağlık durumuna uygun verilebilecek başka işler olup olmadığı davalı işyerinde keşif yapılmak suretiyle tespit edilerek ve tüm deliller bir arada yeniden değerlendirilerek oluşacak sonuca ve dosya kapsamına göre kıdem tazminatı yönünden bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.