Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi Plan Bütçe Komisyonunda Kabul Edildi
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilen Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi ile amortismanın süre bakımından uygulanmasına yönelik usullere yenileri ekleniyor.
Dileyen mükellefler, amortisman işlemine, işletme aktifine yeni kaydedilecek iktisadi kıymetler için bunların kullanıma hazır olduğu tarihte başlayıp ve her bir hesap dönemi için kıymetin aktifte kaldığı süre kadar, gün esasına göre amortisman ayırabilecek.
Sürenin gün olarak hesaplanması için Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilen faydalı ömür süreleri, 365 ile çarpılacak. Mükellefler, belirlenen faydalı ömürlerden kısa olmamak üzere amortisman süresini, her yıl için aynı nispet olmak kaydıyla belirleyebilecek. Bu süre Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen sürenin 2 katını ve 50 yılı aşamayacak. Mükellefler bu tercihlerini, iktisadi kıymetin envantere alındığı geçici vergi dönemi sonu itibarıyla kullanacak. Bu şekilde belirlenen amortisman süresi ve oranı, izleyen dönemlerde değiştirilemeyecek.
Amortisman hesaplanmasına başlandıktan sonra bu hesaplama şeklinden vazgeçilemeyecek.
Teklifle, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlunun ödemediği dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük olan alacaklara ilişkin azami bir tutar belirlenerek, bu konudaki belirsizlik gideriliyor. Protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş ve 3 bin lirayı aşmayan alacaklar, şüpheli alacak sayılacak. Şüpheli alacak hükümleri, işletme hesabı esasında defter tutan mükellefler açısından da uygulanabilecek.
Teklifle, amortismana tabi malların satılmasında mevcut uygulamadaki tereddütlü hususlar gideriliyor.
Satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı, işin niteliğine göre zorunlu bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa, satıştan doğan kar, satışın yapıldığı tarihi takip eden üçüncü takvim yılının sonuna kadar pasifte geçici bir hesapta tutulabilecek. Bu süre içinde satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı gerçekleşmezse, geçici hesapta tutulan kar, satışın yapıldığı yılı takip eden üçüncü takvim yılının kar ve zarar hesabına eklenecek.
Yangın, deprem, sel, su basması gibi afetler yüzünden tamamen veya kısmen ziyaa uğrayan amortismana tabi iktisadi kıymetler için alınan sigorta tazminatı ile ziyaa uğrayan amortismana tabi iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı işin niteliğine göre zorunlu bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa tazminat fazlası, bilanço esasına göre defter tutan mükellef tarafından üçüncü takvim yılının sonuna kadar pasifte geçici bir hesapta tutulabilecek.
Pasifte geçici bir hesapta tutulan tazminat fazlası, finansal kiralama yoluyla edinilenler de dahil olmak üzere, iktisap edilen bir veya birden fazla kıymetin ayrılacak amortismanlarına mahsup edilecek. Bu mahsup tamamlandıktan sonra itfa edilmemiş olarak kalan değerlerin amortismanına devam olunacak.
Vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, vergi ziyaı cezasında; cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren 5. yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar, usulsüzlükte cezanın; kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren 2. yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar tekrar ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezası yüzde 50, usulsüzlük cezası yüzde 25 oranında artırılarak uygulanacak. Artırım tutarı kesinleşen cezadan, kesinleşen birden fazla ceza olması durumunda tutar itibarıyla en yükseğinden fazla olamayacak.
Kağıt ortamında yapılan, tutulan kayıt ve defterlere yönelik olarak kayıt nizamına ilişkin hükümlere uyulmaması durumunda kesilecek cezalar ile elektronik kayıt ve defter uygulamalarındaki kayıt nizamına uyulmaması fiillerine uygulanacak cezaların aynı mahiyette olması ve bu fiillere karşılık olarak birinci derece usulsüzlük cezası kesilmesi temin edilerek uygulamada yaşanan tereddütler giderilecek.
Teklifle gider pusulasının hiç düzenlenmemiş sayıldığı durumlara bağlı olarak özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi temin edilecek.
Tasdik kapsamına alınan konulara ilişkin ibraz edilmesi gereken yeminli mali müşavir tasdik raporunun, belirlenen sürede ibraz yükümlülüğünü yerine getirmeyen mükellef adına özel usulsüzlük cezası kesilecek.
Belge basımıyla ilgili bildirim görevini belirlenen sürede yerine getirmeyen ya da bildirimi eksik veya hatalı yapan matbaa işletmecilerine 1400 lira özel usulsüzlük cezası verilecek.
Özel usulsüzlük cezası, bildirimin belirlenen sürenin sonundan başlayarak 30 gün içinde yapılması ya da eksik veya hatalı yapılan bildirimin aynı süre içinde tamamlanması, düzeltilmesi durumunda yarı oranında uygulanacak.
Yeminli mali müşavir tasdik raporunun belirtilen sürede ibraz edilmemesi durumunda, tasdik raporu ibraz şartı getirilen mükellef adına 50 bin liradan az ve 500 bin liradan fazla olmamak üzere, yararlanılması tasdik raporunun ibrazı şartına bağlanan tutarın yüzde 5’i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilecek.
Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi ile ihtilafların azaltılması ve vergisel süreçlerde etkinliğin artırılması için 5 bin Türk lirasını aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına ilişkin uzlaşma talep edilebilmesi ve bu tutarı aşmayan usulsüzlük cezaları içinse Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen indirim oranının yüzde 50 artırımlı olarak uygulanması sağlanıyor.
Mükellefler, usulüne uygun yürürlüğe konulmuş bir çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması hükümlerine aykırı olarak vergilendirildiği veya bu şekilde vergilendirileceğine ilişkin kuvvetli emareler bulunduğu iddiasıyla anlaşmanın “karşılıklı anlaşma usulü” hükümlerine göre Gelir İdaresi Başkanlığına başvurabilecek. Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması hükümlerine bağlı olarak bu başvuru, anlaşmaya taraf diğer akit devlet yetkili makamları aracılığıyla da yapılabilecek.
Karşılıklı anlaşma usulüne göre başvuru, başvuru kapsamındaki tarh ve tebliğ edilen vergi ve cezalar ile ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerine tahakkuk eden vergiye ilişkin dava açma süresini durduracak. Yapılan başvuruya konu talebin reddi veya diğer akit devletin yetkili makamı ile anlaşmaya varılamaması durumunda, bu durum bir yazıyla mükellefe tebliğ edilecek. Mükellef, yazının tebliğ edildiği tarihten itibaren kalan dava açma süresi içerisinde vergi mahkemesi nezdinde dava açabilecek. Dava açma süresi, 15 günden az kalmışsa bu süre yazının tebliği tarihinden itibaren 15 gün olarak uzayacak.
Teklifle karşılıklı anlaşma usulü başvurusunun neticelendirilmesine ilişkin düzenleme getiriliyor. Buna göre, başvurunun Gelir İdaresi Başkanlığı ile diğer akit devletin yetkili makamı arasında anlaşmaya varılarak sonuçlandırılması halinde durum mükellefe bir yazı ile tebliğ edilecek. Yazının tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde mükellefin varılan anlaşmayı kabul edip etmediğini, Gelir İdaresi Başkanlığına bildirecek. Mükellef bu süre içinde bildirimde bulunmadığı takdirde, varılan anlaşmayı kabul etmemiş sayılacak. Anlaşma sonucunun kabul edilmemesi veya kabul edilmemiş sayılması durumunda, 30 günlük sürenin bitiminden itibaren dava açma süresi yeniden işlemeye başlayacak ve vergi mahkemesi nezdinde dava açılabilecek. Dava açma süresi, 15 günden az kalmış ise bu süre 15 gün olarak uzatılacak.
Karşılıklı anlaşmanın vaki olduğu durumda üzerinde anlaşılan hususlar ve anlaşma uyarınca düzeltilen vergi ve cezalar hakkında dava açılamayacak ve hiçbir mercie şikayette bulunulamayacak. Söz konusu vergi ve cezalar, düzeltme işleminin mükellefe tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 ay içerisinde ödenecek. Düzeltme işlemine konu verginin tamamı ile cezaların yarısının bu süre zarfında ödenmesi halinde, cezanın yarısı indirilecek.
Kanun teklifi, başvuru öncesi açılan davalar ve uzlaşma talebine ilişkin düzenlemeler de içeriyor.
Mükellef, yaptığı başvurudan önce dava açmışsa dava, karşılıklı anlaşma usulü başvurusu sonuca bağlanmadan vergi mahkemelerince incelenmeyecek. Dava herhangi bir sebeple incelenir ve karara bağlanırsa karşılıklı anlaşma başvurusuna ilişkin sonuç dikkate alınacak. Anlaşma sonucu, idare tarafından yargı mercilerine bildirilecek. Karşılıklı anlaşmanın vaki olmaması halinde, durdurulmuş olan davanın görülmesine, vergi mahkemesinde devam edilecek.
Uzlaşma talebinde bulunmuşsa uzlaşma, karşılıklı anlaşma usulü başvurusunun sonuca bağlanmasına kadar ertelenecek. Mükellef, anlaşmanın sonucunu beklemeksizin uzlaşma hakkını kullanmayı talep ettiği takdirde başvurusundan vazgeçmiş sayılacak ve uzlaşmanın vaki olduğu durumda, diğer akit devlete yönelik düzeltme talebi hariç, tekrar karşılıklı anlaşma usulü başvurusunda bulunamayacak.
Karşılıklı anlaşma sonucuna göre, Türkiye’de düzeltme yapılmasının gerekmesi durumunda, anlaşma sonucu, kanunun zamanaşımı hükümlerine bakılmaksızın uygulanacak. Anlaşma sonucunun uygulanması için çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasında bir süre öngörülmüş ise bu süre ile ilgili hükümler saklı kalacak.
Mükellef, karşılıklı anlaşmanın sonucunu kabul ettiği durumlar hariç olmak üzere, sürecin herhangi bir aşamasında başvurusunu geri çekebilecek, bu durumda duran zamanaşımı kaldığı yerden işlemeye devam edecek. Mükellefin, başvurusunu geri çektiği durumda, kanunun diğer hükümleri kapsamındaki başvuru hakları saklı kalacak. Karşılıklı anlaşma usulüne başvurulması, tahakkuk eden vergi ve cezaların tahsilatını durdurmayacak.
Bu düzenlemeler, 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren yapılacak başvurulara uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girecek.
Mükelleflerin istemeleri halinde, ilk kez yeniden değerleme yapacakları hesap döneminden önceki hesap döneminin sonu itibarıyla bilançolarına kayıtlı bulunan taşınmazlar ile amortismana tabi diğer iktisadi kıymetlerini, hükümlere uymak koşuluyla yeniden değerleyebilmelerine imkan sağlanacak. Bu madde, 1 Ocak 2022 tarihinde yürürlüğe girecek.
Yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıkları, (YİKOB), Damga Vergisi Kanunu uygulamasında resmi daire kapsamına alınacak.
Damga Vergisi Kanunu’nda “Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünde yapılan düzenlemelerle, teminatlı sermaye piyasası araçlarının ihracında işlem maliyetlerinin azaltılması sağlanıyor. Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında teminat yöneticisinin taraf oldukları dahil olmak üzere, sermaye piyasası araçlarının ihracına konu teminatlara ilişkin düzenlenen makbuz ve kağıtlara damga vergisi istisnası yapılacak.
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na ekli (I) ve (II) sayılı cetvellerde yazılı genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idarelerine, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarına, belediyelere ve köylere yapılacak bağışlara ilişkin olarak, ilgili idare ile bağışlayanlar arasında düzenlenen kağıtlara damga vergisi istisnası sağlanacak.
Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 20/B maddesi kapsamında vergilendirilen kazançlara konu teslim ve hizmetler katma değer vergisinden istisna edilecek. Bu madde, 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren düzenlemenin yayımı tarihinde uygulanacak.
Sağlığa zararlı tütün mamulleriyle mücadelede etkinliğin artırılması ile otomotiv sektöründe oluşabilecek fiyat dalgalanmalarına uygun vergilemenin sağlanabilmesi, günün sosyal, ekonomik ve mali ihtiyaçlarına göre hızlı ve esnek karar alınabilmesi için Özel Tüketim Vergisi Kanunu ile Cumhurbaşkanına tanınan yetki değiştiriliyor. Kanunda yer verilen II sayılı listedeki mallar için belirlenen oranları ve oranlara esas özel tüketim vergisi matrahlarının alt ve üst sınırları 3 katına, III sayılı liste B cetvelindeki mallar için asgari maktu vergi 3 katına kadar çıkarılabilecek.
Fiziksel ve teknik özelliklerine göre gümrük tarife cetvelinin farklı pozisyonlarında yer alan ATV (All Terrain Vehicle/her türlü arazide kullanılan araç) ve UTV (Utility Task Vehicle/çok amaçlı hizmet aracı) isimli araç tiplerinin aynı oranda vergilendirmeleri sağlanacak.
Ayrıca motor silindir hacmine ve özel tüketim vergisi matrahına göre farklı oranlarda vergilendirilen motorlu karavanlarda vergilendirmeye esas tek bir oran belirleniyor.
Bankacılık Kanunu’nda yapılan düzenleme ile varlık yönetim şirketlerine kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen 5 yıl süresince uygulanan damga vergisi, harç ve KKDF istisnası sürekli hale getirilecek, söz konusu şirketlere tanınan banka ve sigorta muameleleri vergisine ilişkin istisna kaldırılacak. Bu madde, 1 Ocak 2022 tarihinde yürürlüğe girecek.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yapılan değişiklikle, nakdi sermaye artışından kaynaklanan faiz indirimi müessesesiyle şirketlerin sermaye yapısı güçlendirilerek, özkaynakla finansman teşvik ediliyor. Düzenlemeyle, Türkiye’de yabancı sermaye, yurt dışından kaynak girişinin artırılması amaçlanıyor. Buna göre, nakdi sermaye artışlarının, yurt dışından getirilen nakitle karşılanan kısmı için oran yüzde 75 olarak uygulanacak.
Kurumlar Vergisi beyan sürelerinde düzenlemeye gidilen teklifle, Kurumlar Vergisi beyannamesi, hesap döneminin kapandığı ayı izleyen üçüncü ayın birinci gününden yirmi beşinci günü akşamına kadar mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verilecek.
Bu iki düzenleme, 2022 yılı vergilendirme dönemine ilişkin verilecek beyannamelerden itibaren uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girecek.
Yatırım teşvik belgesi bazında yapılan yatırım harcamasına yatırıma katkı oranının uygulanmasıyla belirlenen tutarın yüzde 10’luk kısmı, Kurumlar Vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı takip eden ikinci ayın sonuna kadar talep edilmesi şartıyla, ÖTV ve KDV hariç olmak üzere tahakkuk etmiş diğer vergi borçlarından terkin edilmek suretiyle kullanılabilecek. Bu madde, 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren yapılacak yatırım harcamalarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girecek.
Teklife ihdas edilen maddeyle 1 Ocak 2022’de yürürlüğe girmesi öngörülen konaklama vergisinin yürürlük tarihi 1 Ocak 2023’e ertelendi.
Kaynak: TBMM